Doğu Karadeniz’ in en güzel şehirlerinden biri olan Trabzon'da
gezilip görülebilecek yerler
Trabzon Atatürk Köşkü
Soğuksu semtinde küçük bir çam korusu içinde yer alır. Yirminci yüzyılın hemen başında yaptırılmış 1923'den sonra hazineye kalmıştır. Atatürk 1934 ve 1937 yıllarındaki Trabzon ziyaretlerinde, bu köşkte konuk edilmiştir. O'nun ölümünden sonra Trabzon belediyesi tarafından o dönemde kullanılan eşyalarla dekore edilerek "Atatürk Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır.
Trabzon Ayasofya Müzesi
Geç Bizans Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, kapalı kollu haç planlı olup, yüksek kasnaklı bir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır. Yapı ana kubbenin üzerine değişik tonozlarla örtülmüş ve çatıya farklı yükseltiler verilerek kiremitle örtülmüştür. Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.
Sümela Manastırı
Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü sınırları içerisinde yer alan (Antik Yunanca adı: Panagia) deresinin batı yamaçlarında Kara (Antik Yunanca adı: Mela) tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikteki eski Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela (Παναγία Σουμελά) veya Theotokos Sumela'dır.
Uzungöl
Trabzon ilinin Çaykara ilçesine bağlı turistik köydür. Sık ormanları ve doğal güzelliği ile iç ve dış turistleri cezbetmektedir. Adını kıyısında bulunduğu gölden alır. Bu göl yamaçlardan düşen kayaların, Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuştur.
Hıdırnebi Yaylası
Trabzon'un Akçaabat ilçesine bağlı Sertkaya köyünde bulunan bir yayladır. 1600 metre yükseklikteki yaylada turistik tesisler bulunmaktadır. Hıdırnebi kayalıkları arkasında bulunan alanda her yıl 20 Temmuz'da son bulan şenlikler düzenlenmektedir. Şenliklerin başlangıç tarihi bilinmemekle birlikte, yayladan gelen çobanların her yıl ürünlerini pazarladığı ve çevre köylülerin bu ürünleri almaya geldiği zamana denk geldiği sanılmaktadır.